Gençlik! Nasıl bir gençlik?
Halka değil, Hakk'a inanan; meclisinin duvarında "Hakimiyet Hakk’ındır" düsturuna hasret çeken, gerçek adâleti bu inanışta ve halis hürriyeti Hakk’a kölelikte bulan bir gençlik...
Gençlik!.. Nasıl bir gençlik?.. (1)
Üstat Necip Fazıl’ın hayalindeki ideal gençlik!..
***
Bir gençlik, bir gençlik, bir gençlik...
- "Zaman bendedir ve mekân bana emanettir!" şuurunda bir gençlik...
- Devlet ve milletinin büyük çapa ermiş yedi asırlık hayatında ilk iki buçuk asrını aşk, vecd, fetih ve hakimiyet süsleyici; üç asrını kaba softa ve ham yobaz elinde kenetleyici; son bir asrını Allah’ın, Kur'an'ında "belhüm adal” dediği “hayvandan aşağı” taklitçilere kaptırıcı; en son yarım aşırını da işgal ordularının bile yapamayacağı bir cinayetle, Türk’ü madde plânında kurtardıktan sonra ruh plânında helak edici tam dört devre bulunduğunu gören… Bu devreleri, “yükseltici aşk”, “çürütücü taklitçilik” “süründürücü satıhçılık”, “çürütücü taklitçilik” ve “öldürücü küfür” diye yaftalayan ve şimdi, evet şimdi... Beşinci devrenin kapısı önünde dimdik bekleyen bir gençlik...
- Gökleri çökertecek ve son moda kurbağa diliyle bütün "dikey"leri "yatay" hale getirecek bir nida kopararak "mukaddes emaneti ne yaptınız?" diye meydan yerine çıkacağı günü kollayan bir gençlik...
- “Dini”nin, “dili”nin, “beyni”nin, “ilmi”nin, “ırzı”nın, “evi”nin, “kini”nin, “öcü”nün dâvacısı bir gençlik...
Gençlik!.. Nasıl bir gençlik?.. (2)
Üstat Necip Fazıl’ın hayalindeki ideal gençlik!..
***
- Halka değil, Hakk'a inanan; meclisinin duvarında "Hakimiyet Hakk’ındır" düsturuna hasret çeken, gerçek adâleti bu inanışta ve halis hürriyeti Hakk’a kölelikte bulan bir gençlik...
- Emekçiye "Benim sana acıdığım ve yardımcı olduğum kadar sen kendine acıyamaz ve yardımcı olamazsın! Ama sen de, zulüm gördüğün iddiasıyla, kendi kendine hakkı ezmekte ve en zalim patronlardan daha zalim istismarcılara yakanı kaptırmakta başı boş bırakılamazsın!" diyecek; kapitaliste ise "Allah buyruğunu ve Resul emrini kalbinin ve kasanın kapısına kazımadıkça serbest nefes bile alamazsın!" ihtarını edecek... Kökü “ezel”de ve dalı “ebed”de bir sistemin, aşkına, vecdine, diyalektiğine, estetiğine, irfanına, idrâkine sahip bir gençlik...
- Bir buçuk asırdır türlü buhranlar içinde yanıp kavrulan ve bunca keşfine ve oyuncağına rağmen başını yarasalar gibi taştan taşa çalarak kurtuluşunu arayan “batı adamı”nın bulamadığı, Türk'ün de yine bir buçuk asırdır işte bu “hasta batı adamı”nda bulduğunu sandığı şeyi, o mübarek oluş sırrını, her sistem ve mezhebe, ortada ne kadar illet varsa devasının ve ne kadar cennet hayâli varsa hakikatinin, İslâm’da olduğunu gösterecek ve bu tavırla yurduna, İslâm âlemine ve bütün insanlığa numunelik teşkil edecek bir gençlik...
- "Kim var?" diye seslenilince, sağına ve soluna bakmadan fert fert "ben varım!" cevabını verici, her ferdi "benim olmadığım yerde kimse yoktur!" duygusuna sahip bir dâva ahlâkına pırıldatıcı bir gençlik...
- Can taşıma liyakatini, canların canı uğrunda can vermeyi cana minnet sayacak kadar gözü kara ve o nispette strateji ve taktik sahibi bir gençlik...
Gençlik!.. Nasıl bir gençlik?.. (1)
Üstat Necip Fazıl’ın hayalindeki ideal gençlik!..
***
Bir gençlik, bir gençlik, bir gençlik...
- "Zaman bendedir ve mekân bana emanettir!" şuurunda bir gençlik...
- Devlet ve milletinin büyük çapa ermiş yedi asırlık hayatında ilk iki buçuk asrını aşk, vecd, fetih ve hakimiyet süsleyici; üç asrını kaba softa ve ham yobaz elinde kenetleyici; son bir asrını Allah’ın, Kur'an'ında "belhüm adal” dediği “hayvandan aşağı” taklitçilere kaptırıcı; en son yarım aşırını da işgal ordularının bile yapamayacağı bir cinayetle, Türk’ü madde plânında kurtardıktan sonra ruh plânında helak edici tam dört devre bulunduğunu gören… Bu devreleri, “yükseltici aşk”, “çürütücü taklitçilik” “süründürücü satıhçılık”, “çürütücü taklitçilik” ve “öldürücü küfür” diye yaftalayan ve şimdi, evet şimdi... Beşinci devrenin kapısı önünde dimdik bekleyen bir gençlik...
- Gökleri çökertecek ve son moda kurbağa diliyle bütün "dikey"leri "yatay" hale getirecek bir nida kopararak "mukaddes emaneti ne yaptınız?" diye meydan yerine çıkacağı günü kollayan bir gençlik...
- “Dini”nin, “dili”nin, “beyni”nin, “ilmi”nin, “ırzı”nın, “evi”nin, “kini”nin, “öcü”nün dâvacısı bir gençlik...
0 Yorum